Üniversiteye girişte en büyük mağduriyet Ortaöğretim Başarı Puanı’nda (OBP) yaşanıyor. Hormonlu notlarla mezun olan adaylar yüz binlerce sıra öne geçerken, yıllar önce gerçek notlarla mezun olanlar sistemin en büyük kurbanı oluyor. Uzman eğitimci Abbas Güçlü, mevcut sınav sistemine sert eleştiriler yöneltiyor.
Haber Metni:
OBP adaletsizliği!
On yıl öncesine kadar hormonlu not yoktu; olsa bile tersine işlediği için kimse buna sıcak bakmıyordu. Üniversite sınav sistemi baştan sona yanlış. Elle tutulur hiçbir yanı yok gibi ve bu adaletsizliğe kırk yıldır "dur" diyen de yok!
Haksızlığın en büyüğü de Ortaöğretim Başarı Puanı’nda yaşanıyor. Hormonlu mezunlar yüz binlerce sıra öne geçerken, diğerleri bir o kadar geriye düşüyor.
Eski adaylar, düşük puanlı liselerden mezun oldukları için mağduriyetin en büyüğünü yaşıyor. On yıl öncesine kadar hormonlu notlar yoktu; olsa bile, sistem bunu dengeleyecek biçimde işlerdi.
O dönemlerde okul ortalaması 50 olarak kabul ediliyor, altında ve üstünde kalanlar buna göre OBP puanı alıyordu. Bu yüzden şişirilmiş notlar fayda değil, zarar getirdiği için çoğunluk tarafından tepkiyle karşılanıyordu.
Gerçek notlar neyse o veriliyordu.
Ancak doğru olan her şey gibi bu sistem de uzun ömürlü olmadı. Kaldırıldı ve yerine bugünkü tartışmalı sistem getirildi.
Nedenleri ve niçinleri araştırılırsa, altından çok şey çıkacağı aşikâr.
Sınava başvuran her üç kişiden ikisi –hatta daha fazlası– eski mezunlardan oluşuyor. Eskiden notlar bu kadar kolay verilmediği için bu adaylar, yerleştirme puanı hesaplamasında yüz binlerce sıra geriye düşüyor.
İşin garibi, kimse de neden böyle olduğunu sorgulamıyor!
Hormonlu notlarla 100 üzerinden 100’le mezun olanların sınav puanlarıyla diploma notları karşılaştırıldığında ortaya çok çarpıcı tablolar çıkıyor. Ancak MEB bu konuda yalnızca bir kez araştırma yaptı ve sonrasında geri adım attı.
Daha da ilginç olanı: Tek yerleştirme yapılan dönemlerde, sınava keyfi olarak girip yerleştiği halde kayıt yaptırmayan adaylara yönelik “bir sonraki yıl OBP yarı yarıya düşer” kuralı getirilmişti. Ancak ikinci yerleştirme ile kontenjanlar doldurulsa da puan kaybı hala devam ediyor.
Diğer tüm ayrıntıları bir kenara bıraksak bile yalnızca OBP meselesi, mevcut sistemin sil baştan değiştirilmesi için fazlasıyla yeterli.
Asıl mesele ise şu: Bu çok önemli sorunu kim dert edinecek?
İktidar mı, muhalefet mi? YÖK, ÖSYM, MEB, sendikalar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, veliler ya da medya?
Ne yazık ki hepimiz bu konuda sınıfta kaldık.
Umarız yapılan hataları görür ve kendimize geliriz…