M.ENES YAPALIKAN KÖŞE YAZISI / 9 Aralık 2024… Isparta semalarında meydana gelen o acı kazanın üzerinden tam bir yıl geçti. Görev uçuşu sırasında havada çarpışan iki askeri helikopterden birinin düşmesi sonucu 6 kahraman askerimizi şehit verdik. Aradan geçen zamana rağmen, o günün dumanı, sirenleri, sessizliği hâlâ bu şehrin hafızasında taptaze duruyor.
Bugün Kayseri Hava Şehitliği’nde Tuğgeneral İsa Baydilli ve silah arkadaşları, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Isparta Şube Başkanı Ali Savcı öncülüğünde; gaziler, şehit yakınları, Isparta Muhtarlar Derneği Başkanı Gökhan Büyükleblebi, mahalle muhtarları ve çok sayıda Ispartalı tarafından dualarla anıldı. Duygu dolu, samimi ve vefalı bir tablo vardı.
Öte yandan, Isparta Kara Havacılık Okulu da kendi içinde bir anma programı düzenledi. Şehit olan komutanlarını ve silah arkadaşlarını, görev arkadaşları saygıyla andı. Bu, kurum içindeki vefanın önemli bir yansımasıydı.
Ancak tüm bunlara rağmen, şehir genelinde dikkat çeken bir eksiklik vardı:
Şehitlerimizin memleketleri farklı olabilir ama kaza bu şehirde yaşandı.
Buna karşın Isparta’da geniş katılımlı bir resmi anma töreni düzenlenmedi.
Bu söz bir suçlama değil, bir hatırlatma…
Ağır bir eleştiri değil, eksikliğin nazikçe ifadesi…
Isparta’da o gün gökyüzüne yükselen dumanı biz gördük.
Sirenlerin çığlığını biz duyduk.
Enkaz bu topraklara düştü, acı bu şehrin üzerine çöktü.
Elbette Kara Havacılık Okulu’nun kendi içinde tören yapması çok değerli.
Ama kazanın merkezindeki bir şehrin, yıl dönümünde daha geniş, daha toplumsal bir vefa duruşu göstermesi beklenirdi.
Çünkü anmak; sadece askerî bir protokol değildir.
Bir şehrin yaşadığı acıyı sahiplenmesi, “Biz buradayız” demesidir.
Şehit ailelerine mesafenin değil, gönül yakınlığının göstergesidir.
Temennimiz odur ki;
Önümüzdeki yıllarda 9 Aralık, Isparta’da da daha geniş katılımla, daha görünür bir saygı duruşuyla anılsın.
Çünkü unutmamak sadece şehitlerin memleketlerinin değil,
acının yaşandığı şehrin de sorumluluğudur.
Bazen en çok acıtan,
sessiz kalınan yerin acının doğduğu şehir olmasıdır.





