İslam dininde kurban ibadetinin manevi boyutu ve dini dayanakları bir kez daha gündeme geldi. Kurban, hem Hz. İbrahim’in sadakatini temsil eden tarihi bir hatıra hem de Allah’a teslimiyetin sembolü olarak değerlendiriliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri, kurban ibadetinin sadece bir hayvan kesmekten ibaret olmadığını, asıl gayenin Allah’a yaklaşmak, O’nun rızasını kazanmak ve sosyal yardımlaşmayı artırmak olduğunu belirtiyor.
Kurban, takvaya ulaşmanın bir vesilesi
Kurban ibadetinin Kur’an-ı Kerim’de yer alan ayetlerle sabit olduğunu belirten yetkililer, Hac Suresi'nin 37. ayetini hatırlatıyor:
“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; Allah’a ulaşan yalnızca sizin takvanızdır...” (Hac, 22/37)
Bu ayetin, kurban kesme eyleminin özünün, Allah’a karşı duyulan saygı ve bilinç olduğunu açıkça ortaya koyduğu ifade ediliyor.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'den kurbanla ilgili hadisler
Kurban ibadetinin sünnet-i müekkede olduğu, Hz. Muhammed’in (s.a.s.) uygulamalarıyla da sabit. Peygamber Efendimiz’in konuyla ilgili hadislerinden biri şöyle:
“Âdemoğlu Kurban Bayramı gününde Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir amel işlemiş olmaz...” (Tirmizi, Edahi, 1)
Bir başka rivayette ise şu ifadeler yer alıyor:
“Her kim imkânı olduğu hâlde kurban kesmezse bizim namazgâhımıza yaklaşmasın.” (İbn Mâce, Edahi, 2)
Hadislerde, kurbanın manevi öneminin altı çizilirken, imkânı olan Müslümanların bu ibadeti yerine getirmesinin önemi vurgulanıyor.
Sosyal boyutu da unutulmamalı
Diyanet yetkilileri, kurban ibadetinin yalnızca bireysel bir sorumluluk değil, aynı zamanda toplumun ihtiyaç sahibi kesimlerine ulaşma aracı olduğunu belirterek, bu vesileyle bayramların paylaşma, dayanışma ve kardeşlik bilincini artırdığını ifade etti.