Geçmişin gölgesinde kalan Osmanlı halklarının, taşlara sinmiş hikâyelerini siz saygıdeğer okuyucularla paylaşmaya devam ediyorum… Araştırmalarımda ki: Dış ülke tarihçilerin isteğim üzerine gönderdikleri Isparta ve bölgenin “konuşulan tarih” gönderilerinde Eğirdir ve Uluborlu daha sonra Yalvaç’ın tarihi geçmişlerinin daha da eski olduğunu söyleyebilirim.

(Kaynağım: Prof. Neşet Çağatay’ ın yorumları, Osmanlı’ nın Rum torunlarından Ispartalı Ülkeroğlu ailesinden Tarihçi Stavros P. Kaplanoğlu ve yine Ispartalı torun Spyridon Paloğlu, Küçük Asya (Isparta ve Bölgesi9 Nis Ada Anargyroi Azizleri Derneği yayınları –Attika)

Isparta-Eğirdir’in konuşulan tarihi: Zaman, bazen bir adanın sessizliğine sığınır. Eğirdir Nis Adası, yalnızca gölün ortasında duran bir kara parçası değil; tarihi geçmişlerinde unutulmuş halkların, terk edilmiş duaların ve taşlara kazınmış direnişlerin mekânıdır.

Aziz Pavlos’ un ayak izleriyle başlayan bu yolculuk (M.S 47), ya da 1176 (Gelendost) Yenice Keptepe, Çukurçayır, Koruluk, Kiryolu Miryokefalon seferleriyle 1. Komnenos’ un seferleriyle şekillenirken, adanın kıyısında dalgalar gibi çarpan bir hafıza bırakır.

Savaştan kaçarak Nis adasına sığınan Haçlı askerleri yıllarca adada kalırlar. Ada Nis’in halkından olurlar. Yerli ada Rumları ve Ermenileriyle aynı kaderi paylaşırlar. Eğirdir Nis’ de: Her taş, bir göçün tanığı; Kız Kilisesi’ nin (Şimdi Cami) her bir taşı dönüşümün yankısıdır. Bu taşlar bünyelerinde iki bin yıllık konuşulan tarihin tanığıdırlar. Bu yazı, o sessiz tanıklığı yeniden seslendirmek için kaleme aldım.. Araştırma: Bayram AYGÜN-2025-Isparta

Göç yolları, insanın kaderini olduğu kadar hafızasını da taşır. Ada’ ya yerleşen Türklerden önce Kıbrıs’tan gelen sonra 1176’larda (Gelendost) Yenice bölgesinde 34 gün devam eden Haçlı-Selçuklu Türkleri arasında yapılan savaştan kaçan Hristiyanlarla birlikte “Nislidler” adını alan Rum halkının içine Timur’un Eğirdir kalesini ve Nis adasını almasıyla birlikte Müslüman nüfus adanın yeni sakinleri olurlar. Kültür farklılıklarına rağmen birlikte yaşam başlar.

***

Hz. İsa’nın yardımcısı Aziz Pavlus (Tarsus’ lu) Hristiyan olmadan önce​​ Yeni Ahitʼ te (İncil) görüşleri yer almış, Sütçülerde uzun süre yerleşik almış, (Sütçülerin tapulardaki ismi Pavlus veya Pavlos’ tur) Eğirdir’den geçmiş, Nis adasında birkaç defa kalmış. İncil de eyer alacak risaleler, mektubalardı bir kısmı Nis adada Aziz Pavlus burada kaleme alınır.

Farklı kültürlü insanlar yüzyıllarca birlikte kardeşçe Nis ada da yaşarlar. Tüccar, zanaatkâr ve çoğunlukla da inşaatçı olan bu insanlar, ilkbaharla birlikte göl çevresindeki şehirlere dağılır. Sonbaharda Nis adaya dönerlerdi. Timur’ un getirdiği Yörük-Türkmen halkı 1400’lerde Isparta-Sav hafızlarının yardımıyla Müslümanlıkla tanışırlar. Cami ve Kilise cemaatleri Nis’ li Türkmenler, Rumlar olarak balıkçı, kayıkçı dokumacı, tüccarlıkları devam eder.

1924’e kadar az sayıda Ermeni, çoğunluğu Rum olan ve Müslüman Türklerle birlikte bir büyük dostluk, beraberlik sona erer. Bugün Ada Nis’ de cami ve kilise duvarlarında, onların karşılıksız sundukları emeğin sıcaklığı hâlâ hissedilir.

Neredeyse yüzde sekseninin yaşadığı Bu ada şimdi yanlış bir kararla yarım ada oldu.Nis adanın geçmiş tarihi bir anlamda ters yüz edildi. Göle gelen kaynayan kaynakların üzerine yol yapıldı. Su gelirleri tıkandı.

Müslümanlar ve Türkler iki bin yıldır Nis ada da taş taş üstüne koyarlarken aslında kendi kimliklerini, dayanışmalarını ve sessiz bir vefayı örerlerken bir kültürün yok olacağını düşünmemişlerdi.

Öyle ki: Çoğunluk Rum halkı İnşaat işlerinde yer almışlar. Civar köy, kasaba ve illerde aylarca inşaat işlerinde çalışıp kışın ise Ada’ya gelirlerdi.. Diğer ada Müslümanları ise: Oğuz-Türkmenler Osmanlı’nın yakasından hiç düşmeyen savaşlara giderler. Türkmen savaşçılar dönüşte yanlarında getirdikleri ganimetle geçimlerini sağlıyorlar. Ya da sürücülükle yaşamlarına devam ettirdiler. Sanat veya zanaat, ticaret anlamında gerekli işlerde çalışmamaktalar. Bu işleri bölgedeki Gayrimüslimler yürütürlerdi.

12.yüzyıl tarihçisi John Kinnamos ’1180’lerde yani Myriokephalon Haçlı ordusunun yenilgisinden dört yıl sonra Eğirdir Ada Nis’e gelerek adda bulunan savaştan (yaralı ve sağlam) kaçarak Nis’e yerleşen Haçlı ordusu kaçak ve yenilmiş askerleriyle görüşmüş. Miryokefalon savaşının bilinmeyen yönlerini not alıp tarih kitabına yazmıştır.

Myriokephalon muharebesinde Türk-Selçuklu ordusuna yenilen Manuel I Komnenos’ un durumu, seferinde yaptığı hatalar ve benzer bilgiler tarihçi (1118–1176) tarafından Eğirdir-Nis’ te uzun süre kalarak; yakinen Haçlıların yenilişiyle ilgili bilgileri toplamaya başarmış.

Eğirdir Gölün Müslümanlar için haçlı savaşının Türklerin lehine dönüşmesinde bu gölün coğrafi faydasını cesaretle yazan Hristiyan tarihçisi John Kinnamos’un yazdığı eserde uzun uzadıya Manuel'in Türklere, II: Kılışaslan’ a karşı başarısız seferi anlatılmış. Tarih kitabının yazıldığı yerin Eğirdir ve Nis adası olduğunu söyleyebiliriz.

Aynı zamanda Eğirdir-Ada Nis’te göçlerin, kültürlerin ve halkların kültürel hoşgörü ve yardımlaşma yönlerinden birbirlerine yaklaştığı o büyük tarih sahnesinde kaybolmuş bir topluluğun izini sürme çabam devam ediyor.

Bazen bir gölün kıyısında, bazen bir adanın sessizliğinde, bazen de bir Selanik’ deki dernek binasına gelen Rum torunların anılarından bilgi toplamaktayım zaman zaman.

Tarih, bize bakmamızı bilen gözler için her yerde Eğirdir’in, Nis adasının iki bin yıllık konuşulan somut olmayan tarihini nefes aldırmaya ömrüm el verdiği ölçüde devam edeceğim. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşamaya devam eden Isparta, Eğirdir Nis ada Rum torunlarından, akademik Mübadil Ispartalı Rum torun hocalardan konuşulan tarih bilgilerini almaya devam ediyorum.

Bilhassa Aziz Pavlus' un Pisidya Antakyası' na (Yalvaç ve Uluborlu’ya) giderken birkaç defa Nis adasında haftalarca kaldığına ilişik iki bin yıllık anılarını toplamak için Selanik üniversitesindeki Ispartalı Rum torunu akademisyen hocalarımızdan yeni yeni bilgiler öğrenmeme konusunda yardımcı olacaklarını sevinçle öğrendim. B.AYGÜN-2025- ISPARTA

Eğirdir’in Kalbindeki Ada:

Tarih, İnanç ve Göçün Eğirdir’de Kesişimi

Geçmişin gölgesinde kalan Osmanlı halklarının, taşlara sinmiş hikâyelerini siz saygıdeğer okuyucularla paylaşmaya devam ediyorum… Araştırmalarımda ki: Dış ülke tarihçilerin isteğim üzerine gönderdikleri Isparta ve bölgenin “konuşulan tarih” gönderilerinde Eğirdir ve Uluborlu daha sonra Yalvaç’ın tarihi geçmişlerinin daha da eski olduğunu söyleyebilirim.

(Kaynağım: Prof. Neşet Çağatay’ ın yorumları, Osmanlı’ nın Rum torunlarından Ispartalı Ülkeroğlu ailesinden Tarihçi Stavros P. Kaplanoğlu ve yine Ispartalı torun Spyridon Paloğlu, Küçük Asya (Isparta ve Bölgesi9 Nis Ada Anargyroi Azizleri Derneği yayınları –Attika)

Isparta-Eğirdir’in konuşulan tarihi: Zaman, bazen bir adanın sessizliğine sığınır. Eğirdir Nis Adası, yalnızca gölün ortasında duran bir kara parçası değil; tarihi geçmişlerinde unutulmuş halkların, terk edilmiş duaların ve taşlara kazınmış direnişlerin mekânıdır.

Aziz Pavlos’ un ayak izleriyle başlayan bu yolculuk (M.S 47), ya da 1176 (Gelendost) Yenice Keptepe, Çukurçayır, Koruluk, Kiryolu Miryokefalon seferleriyle 1. Komnenos’ un seferleriyle şekillenirken, adanın kıyısında dalgalar gibi çarpan bir hafıza bırakır.

Savaştan kaçarak Nis adasına sığınan Haçlı askerleri yıllarca adada kalırlar. Ada Nis’in halkından olurlar. Yerli ada Rumları ve Ermenileriyle aynı kaderi paylaşırlar. Eğirdir Nis’ de: Her taş, bir göçün tanığı; Kız Kilisesi’ nin (Şimdi Cami) her bir taşı dönüşümün yankısıdır. Bu taşlar bünyelerinde iki bin yıllık konuşulan tarihin tanığıdırlar. Bu yazı, o sessiz tanıklığı yeniden seslendirmek için kaleme aldım.. Araştırma: Bayram AYGÜN-2025-Isparta

Göç yolları, insanın kaderini olduğu kadar hafızasını da taşır. Ada’ ya yerleşen Türklerden önce Kıbrıs’tan gelen sonra 1176’larda (Gelendost) Yenice bölgesinde 34 gün devam eden Haçlı-Selçuklu Türkleri arasında yapılan savaştan kaçan Hristiyanlarla birlikte “Nislidler” adını alan Rum halkının içine Timur’un Eğirdir kalesini ve Nis adasını almasıyla birlikte Müslüman nüfus adanın yeni sakinleri olurlar. Kültür farklılıklarına rağmen birlikte yaşam başlar.

***

Hz. İsa’nın yardımcısı Aziz Pavlus (Tarsus’ lu) Hristiyan olmadan önce​​ Yeni Ahitʼ te (İncil) görüşleri yer almış, Sütçülerde uzun süre yerleşik almış, (Sütçülerin tapulardaki ismi Pavlus veya Pavlos’ tur) Eğirdir’den geçmiş, Nis adasında birkaç defa kalmış. İncil de eyer alacak risaleler, mektubalardı bir kısmı Nis adada Aziz Pavlus burada kaleme alınır.

Farklı kültürlü insanlar yüzyıllarca birlikte kardeşçe Nis ada da yaşarlar. Tüccar, zanaatkâr ve çoğunlukla da inşaatçı olan bu insanlar, ilkbaharla birlikte göl çevresindeki şehirlere dağılır. Sonbaharda Nis adaya dönerlerdi. Timur’ un getirdiği Yörük-Türkmen halkı 1400’lerde Isparta-Sav hafızlarının yardımıyla Müslümanlıkla tanışırlar. Cami ve Kilise cemaatleri Nis’ li Türkmenler, Rumlar olarak balıkçı, kayıkçı dokumacı, tüccarlıkları devam eder.

1924’e kadar az sayıda Ermeni, çoğunluğu Rum olan ve Müslüman Türklerle birlikte bir büyük dostluk, beraberlik sona erer. Bugün Ada Nis’ de cami ve kilise duvarlarında, onların karşılıksız sundukları emeğin sıcaklığı hâlâ hissedilir.

Neredeyse yüzde sekseninin yaşadığı Bu ada şimdi yanlış bir kararla yarım ada oldu.Nis adanın geçmiş tarihi bir anlamda ters yüz edildi. Göle gelen kaynayan kaynakların üzerine yol yapıldı. Su gelirleri tıkandı.

Müslümanlar ve Türkler iki bin yıldır Nis ada da taş taş üstüne koyarlarken aslında kendi kimliklerini, dayanışmalarını ve sessiz bir vefayı örerlerken bir kültürün yok olacağını düşünmemişlerdi.

Öyle ki: Çoğunluk Rum halkı İnşaat işlerinde yer almışlar. Civar köy, kasaba ve illerde aylarca inşaat işlerinde çalışıp kışın ise Ada’ya gelirlerdi.. Diğer ada Müslümanları ise: Oğuz-Türkmenler Osmanlı’nın yakasından hiç düşmeyen savaşlara giderler. Türkmen savaşçılar dönüşte yanlarında getirdikleri ganimetle geçimlerini sağlıyorlar. Ya da sürücülükle yaşamlarına devam ettirdiler. Sanat veya zanaat, ticaret anlamında gerekli işlerde çalışmamaktalar. Bu işleri bölgedeki Gayrimüslimler yürütürlerdi.

12.yüzyıl tarihçisi John Kinnamos ’1180’lerde yani Myriokephalon Haçlı ordusunun yenilgisinden dört yıl sonra Eğirdir Ada Nis’e gelerek adda bulunan savaştan (yaralı ve sağlam) kaçarak Nis’e yerleşen Haçlı ordusu kaçak ve yenilmiş askerleriyle görüşmüş. Miryokefalon savaşının bilinmeyen yönlerini not alıp tarih kitabına yazmıştır.

Myriokephalon muharebesinde Türk-Selçuklu ordusuna yenilen Manuel I Komnenos’ un durumu, seferinde yaptığı hatalar ve benzer bilgiler tarihçi (1118–1176) tarafından Eğirdir-Nis’ te uzun süre kalarak; yakinen Haçlıların yenilişiyle ilgili bilgileri toplamaya başarmış.

Eğirdir Gölün Müslümanlar için haçlı savaşının Türklerin lehine dönüşmesinde bu gölün coğrafi faydasını cesaretle yazan Hristiyan tarihçisi John Kinnamos’un yazdığı eserde uzun uzadıya Manuel'in Türklere, II: Kılışaslan’ a karşı başarısız seferi anlatılmış. Tarih kitabının yazıldığı yerin Eğirdir ve Nis adası olduğunu söyleyebiliriz.

Aynı zamanda Eğirdir-Ada Nis’te göçlerin, kültürlerin ve halkların kültürel hoşgörü ve yardımlaşma yönlerinden birbirlerine yaklaştığı o büyük tarih sahnesinde kaybolmuş bir topluluğun izini sürme çabam devam ediyor.

Bazen bir gölün kıyısında, bazen bir adanın sessizliğinde, bazen de bir Selanik’ deki dernek binasına gelen Rum torunların anılarından bilgi toplamaktayım zaman zaman.

Tarih, bize bakmamızı bilen gözler için her yerde Eğirdir’in, Nis adasının iki bin yıllık konuşulan somut olmayan tarihini nefes aldırmaya ömrüm el verdiği ölçüde devam edeceğim. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşamaya devam eden Isparta, Eğirdir Nis ada Rum torunlarından, akademik Mübadil Ispartalı Rum torun hocalardan konuşulan tarih bilgilerini almaya devam ediyorum.

Bilhassa Aziz Pavlus' un Pisidya Antakyası' na (Yalvaç ve Uluborlu’ya) giderken birkaç defa Nis adasında haftalarca kaldığına ilişik iki bin yıllık anılarını toplamak için Selanik üniversitesindeki Ispartalı Rum torunu akademisyen hocalarımızdan yeni yeni bilgiler öğrenmeme konusunda yardımcı olacaklarını sevinçle öğrendim. B.AYGÜN-2025- ISPARTA

Kaynak: HABER MERKEZİ