ÖZEL HABER SUDE AYDOĞDU/ Isparta’nın Sav Kasabası’nda yaşayan 85 yaşındaki İbrahim Çakmakçı, otuz yıldır “Hayır Bahçesi” adını verdiği bahçesinde üretmeyi değil, paylaşmayı yaşam felsefesi haline getirdi. Isparta’nın bereketli topraklarıyla ünlü Sav Kasabası’nda 85 yaşındaki İbrahim Çakmakçı, tam otuz yıldır iyiliği ekiyor, sevgiyi biçiyor.Yılların izlerini alnında, tevazuyu dilinde taşıyan bu gönül insanı, “Hayır Bahçesi” adını verdiği mütevazı bahçesinde üretmeyi değil, paylaşmayı yaşam felsefesi haline getirmiş durumda.Elindekini avucundakini toprağa emanet eden Çakmakçı, bahçesinde yetişen her meyveyi, her sebzeyi yoldan geçenle, tanıdık tanımadık herkesle hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca bir tebessüm eşliğinde paylaşıyor. Onun için bu bahçe, yalnızca toprak değil; insanlıkla toprağın kucaklaştığı bir iyilik durağı.

“Hayır Bahçesi”nin Gönül Adamı İbrahim Çakmakçı-1
KFK Ajans mikrofonuna konuşan İbrahim Çakmakçı, senelerdir “Hayır Bahçesi” ile uğraştığını belirterek, şunları söyledi:“Bu bahçeyi 1995’ten bugüne kadar bu bahçede ne biterse bitsin, hepsini başkalarına hayır işleriyle değerlendiriyoruz.Buraya herkes gelsin, bu bahçeden istifade etsin.”

“Hayır Bahçesi”nin Gönül Adamı İbrahim Çakmakçı-2
İbrahim Çakmakçı, Hayır Bahçesi’ne gelen misafirlere ikram edebilmek için özellikle çilek dikimine önem verdiğini ifade etti:“Bu bahçeye sekiz ay, dokuz ay misafir gelmesi için ne yapacağım, ne yapacağım diye düşündüm. Bunların yanında bir de çilek yaptım. Çilek hemen hemen yedi, sekiz ay bu bahçede verim veriyor. Bunlar yedi veren olduğu için bahardan yüze kadar bu çilekle verim veriyor.Bu bahçeye gelen adamlar, bahçede bir şey olmadığı zaman adam bahçeye gelmez. Bahçeye gelmesi için bu çilek işlerine önem verdim. Burada üç bin kök çilek var. Bunları bütün misafirlerimle ikram ediyorum. Gelen giden kim olursa olsun burada yiyor, içiyor.”

“Hayır Bahçesi”nin Gönül Adamı İbrahim Çakmakçı-3
Konuşmasının devamında, “Hayır Bahçesi” adını verdiği bu yerin nasıl doğduğunu da anlatan Çakmakçı, çocukluk yıllarından bir anısını şöyle paylaştı:“Ben çocukken 6-7 yaşlarındayken başka bir bahçede üç arkadaş kiraz çalmaya gittik. Hatta çalmak değil de, onun akrabası olduğu için bizi götürdü o. Biz hırsızlık işinde değiliz aslında. Yani o, akrabası buna bir şey demez diye biz de onlara gittik.Gittikten sonra adam kiraz bahçesini bekliyormuş. Birkaç tane yemeden o akrabası olan arkadaş kirazın avucuna çıktı. Akrabası ya… Biz alt taraflardan yiyorduk. Hemen adam kirazın avucundan kendini aşağıya attı. Ondan sonra ‘geliyorlar’ dedi.Yani bahçe sahibi geliyor. Bahçe sahibi bize 4-5 metre kalmış. Gizli gizli geliyor. Ondan sonra biz hemen 2-3 metre derinlikteki yere kendimizi attık aşağıya, kaçtık. Ama adam bizi tanıdı. Kim olduğumuzu bildi, yaklaştı.Babam camiye gittiği zaman, onun evi de tam caminin yanındaydı. Dedi ki: ‘Senin oğlun kiraz çalıyordu. Tutamadım, kaçtılar. Onu tembih et, bir daha kiraz çalmasın,’ demiş.Babam beni sorguya çekti: ‘Sen kiraz mı çalıyordun?’‘Evet çalıyordum,’ dedim.‘Neden çalıyordun?’ ‘Adam arkadaş götürdü. Bizim dayımın kiracısı diye biz de gittik,’ dedim.Şimdi babam bana, ‘Ben sana para vereydim de kiraz olaydın,’ dedi.Ben de, ‘Senin verdiğin 10 kuruş ile 50 kuruş kiraz alır mı?’ dedim. ‘Nasıl alacağım ben?’ dedim. O zaman gram yoktu.‘Ne yarım kilo alacaksın, ne yarım kilo alacaksın kirazı,’ dedi.Bundan sonra ben babama şu soruyu öğrettim: ‘Baba, senin sulanan yerde arazin var mıydı?’‘Yani menba suyu sulanan yerde arazin var mıydı?’‘Varız,’ dedi.‘Esasen bizi hırsızlık yapan sensin,’ dedim.‘Senin kirazın olsaydı biz başkasının yerine gidemezdik,’ dedim.Ben derim ki, madem ki Cenab-ı Allah bize bu şeyleri verdi. Ben emekli olduktan sonra bu bahçenin tümünü ben misafrire yedireyim diye and ettim.”
İyiliğin sınır tanımadığını dile getiren İbrahim Çakmakçı, Hayır Bahçesi’nde bu yıl 5 bin misafiri ağırlamak istediğini belirterek, “Ben az da olsa her sene bu geleneğimi sürdürmek istiyorum. Çünkü bugün yapıp da yarın yedirmedikten sonra hiçbir manası olmaz. İllaki ben esasen bu çilek üzerine çalışmamın sebebi 5 bin kişiye erişmek için uğraşıyorum. Benim bir hedefim var. Bu çilek adedini 4 bine 5 bine çıkarmak istiyorum.” dedi.

“Hayır Bahçesi”nin Gönül Adamı İbrahim Çakmakçı-5
Sav’ın bereketli toprağında filizlenen bu iyilik hikayesi, İbrahim Çakmakçı’nın mütevazı ellerinde her gün yeniden yeşeriyor.Onun “Hayır Bahçesi”, aslında insanlığın en saf hâline uzanan bir dua gibi…

“Hayır Bahçesi”nin Gönül Adamı İbrahim Çakmakçı-4

“Hayır Bahçesi”nin Gönül Adamı İbrahim Çakmakçı-6

“Hayır Bahçesi”nin Gönül Adamı İbrahim Çakmakçı-8

“Hayır Bahçesi”nin Gönül Adamı İbrahim Çakmakçı-9

“Hayır Bahçesi”nin Gönül Adamı İbrahim Çakmakçı-10

Muhabir: SUDE AYDOĞDU