Galatasaray’ın tecrübeli futbolcusu İlkay Gündoğan, Alman basınından Kicker’a verdiği röportajda hem Türkiye’deki futbol ortamına hem de Alman Milli Takımı’ndaki arkadaşı Leroy Sane’ye dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Gündoğan, Sane’nin son dönemde aldığı eleştirilere değinerek oyuncuya tam destek verdi.
“Leroy henüz yüzde yüz hazır değil. Bunu biliyor ve ben de ona şahsen söyledim. Ancak takım arkadaşlarımı yalnızca istatistiklerle değerlendirmem. Örneğin İspanya ya da Suudi Arabistan Pro Ligi’nden gelen Aymeric Laporte, 2024 Avrupa Şampiyonası’nı kazandı. Benzer durum Portekiz ve Fransa takımları için de geçerli. Türkiye Ligi’nin de kötü olduğunu düşünmüyorum. Elbette Premier Lig ile kıyaslanamaz, ama zaten dünyada hiçbir lig Premier Lig ile kıyaslanamaz,” diyen Gündoğan, Türkiye’deki futbolun kalitesini de savundu.
Deneyimli futbolcu, Sane’nin sahada gösterdiği çabanın çoğu zaman gözden kaçtığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Antrenmanlarda, hatta top kaybı yaşandığında bile nasıl mücadele ettiğini görüyorum. Eleştirmenlerin maçları daha dikkatli izlemelerini umuyorum çünkü Leroy ne yapması gerektiğini çok iyi biliyor. Umarım en kısa sürede en iyi formuna ulaşır. Bana göre Sane, Almanya’nın Dünya Kupası kadrosunda mutlaka yer almalı. O, herhangi bir futbolcu değil. Galatasaray’da oynuyor, yani en üst seviyede.”
Gündoğan ayrıca Türk hakemleri hakkında da olumlu yorumlarda bulundu. “Evet, hata yapıyorlar ama oyunu da çok oynatıyorlar. Bunu seviyorum çünkü İngiltere Premier Ligi’ne benziyor. Bu, sahadaki oyunu daha keyifli hale getiriyor. Ancak hakemlere uygulanan baskının onlar için iyi olmadığını düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.
İlkay Gündoğan’ın bu sözleri, hem Türk futbolu hem de Galatasaray camiasında geniş yankı buldu. Özellikle Sane hakkındaki destek mesajı, sosyal medyada büyük ilgi gördü. Deneyimli oyuncunun hem futbolculuk kariyeri hem de saha dışındaki liderliğiyle takımın önemli figürlerinden biri olduğu bir kez daha vurgulandı.
Gündoğan’ın açıklamaları, hem Alman basınında hem de Türk spor medyasında “futbolun evrensel dengesine dair samimi bir bakış” olarak değerlendirildi.
