KFK Medya Genel Müdürü Muhammed Enes Yapalıkan yazdı: Depreme dayanıklı denilen okullar çürük çıktı, 864 milyon lira ise akıbeti belirsiz bir şekilde ortada yok. Çocuklarımızın can güvenliği üzerinden kimler rant sağladı, neden hâlâ kimse hesap vermiyor?
Isparta’da Eğitimde Güçlendirme Skandalı: 13 Okul, 864 Milyon ve Cezasızlık!
Isparta’da yıllardır göz göre göre büyüyen bir eğitim skandalıyla karşı karşıyayız. Daha önce güçlendirme çalışmaları tamamlandığı açıklanan okulların, yeniden yapılan teknik incelemeler sonrası depreme dayanıksız olduğunun ortaya çıkması, aslında tek bir gerçeği işaret ediyor: Çocuklarımızın güvenliği kâğıt üzerinde bırakıldı.
Geçtiğimiz yıl Yedişehitler İlkokulu ve Zehra Ulusoy İlkokulu’nda patlak veren skandal, bugün 13 okula ulaştı. İlk raporlarda “9 okul” denildi, son raporlarda sayı “13’e çıktı”. Peki, soruyoruz: Yarın bu sayı daha da artarsa, şaşıracak mıyız?
864 milyon lira nereye gitti?
2020 yılında Isparta’daki okulların güçlendirilmesi için tam 864 milyon lira ayrıldı. Peki bugün gelinen noktada, çocuklarımız hâlâ dayanıksız binalarda eğitim görüyorsa, bu devasa bütçe nereye harcandı? Beton mu zayıftı, demir mi azdı, denetim mi yapılmadı, yoksa para mı kayboldu?
Neden kimse yargılanmıyor?
En vahimi ise şu: Bu skandalın ortaya çıkmasının üzerinden yıllar geçti ama tek bir kişi bile yargı önüne çıkarılmadı. Ne müteahhitler hesap verdi, ne denetçiler, ne de kamu görevlileri. Herkes sessiz, herkes görmezden geliyor. Oysa söz konusu olan yalnızca binalar değil, binlerce öğrencinin can güvenliği.
Gündem nasıl saptırılıyor?
Tam da bu noktada kamuoyunun dikkati başka yöne çekiliyor. “Şu okulu şuraya taşıyalım, bu okulu şuraya kaydıralım, ikili eğitim yapalım” gibi tartışmalarla gündem meşgul ediliyor. Oysa mesele hangi okulun nereye taşınacağı değil; milyonlarca lira harcanmasına rağmen neden hâlâ çocuklarımızın çürük binalarda eğitim görmek zorunda bırakıldığıdır.
Sorumluluk ertelenemez
Bugün bir okulda duvar çatladı diye haber yapıldığında, yetkililer “önlem aldık” açıklamasıyla meseleyi kapatmaya çalışıyor. Ancak gerçek şu ki; önlem alınmadı. Eğer alınsaydı, “güçlendirme tamamlandı” denilen okullar yeniden çürük çıkmazdı.
Şimdi kamuoyunun beklentisi çok açık:
• 864 milyon liranın hesabı şeffaf şekilde verilmelidir.
• Güçlendirme adı altında yapılan işlerin sorumluları yargı önüne çıkarılmalıdır.
• Hiçbir öğrenci, hiçbir veli endişe içinde çocuklarını okula göndermek zorunda bırakılmamalıdır.
Çünkü bu mesele yalnızca bir ihmal değil; çocuklarımızın geleceğini, canını hiçe sayan bir ihanet tablosudur. Ve unutulmamalıdır: Depremler affetmez, ihmaller affedilemez.