Isparta şehir merkezine yalnızca birkaç kilometre uzaklıkta yer alan Gölcük Gölü, sadece doğal güzelliğiyle değil, aynı zamanda jeolojik kökeniyle de dikkat çekiyor. Uzmanlara göre göl, yaklaşık 5 milyon yıl önce meydana gelen volkanik patlamalar sonucu oluşan bir maar tipi krater gölü.
Isparta’nın güneybatısında, 1380 metre rakımda yer alan Gölcük, çevresini saran volkanik tepelerle birlikte adeta doğanın geçmişine açılan bir pencere niteliği taşıyor. Gölün oluşumuna neden olan volkanik faaliyetlerin yaklaşık 200 bin yıl boyunca devam ettiği, son patlamanın ise 24 bin yıl önce gerçekleştiği belirtiliyor.
Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yapılan çalışmalara göre gölün çevresi, lav, tüf ve pomza gibi volkanik malzemelerle kaplı. “Gölcük Formasyonu” olarak adlandırılan bu katmanlar, gölün yer aldığı alanın zamanla çökerek bugünkü halini almasında etkili olmuş.
Yaklaşık 1 kilometrekarelik alana yayılan ve 32 metreye kadar derinliği bulunan Gölcük Gölü, geçmişte içme suyu temini için kullanılırken, günümüzde doğal güzelliğiyle özellikle yerli turistlerin ilgisini çekiyor. Çam, meşe ve sedir ormanlarıyla çevrili olan göl, 1991 yılında tabiat parkı olarak koruma altına alındı.
Bölge halkı ve uzmanlar, hem Isparta’nın doğal zenginliklerinin korunması hem de Gölcük’ün ekoturizm potansiyelinin artırılması adına daha fazla farkındalık oluşturulması gerektiğini vurguluyor.
Gölcük Gölü’nün bir başka dikkat çeken yönü ise hâlâ uyuyan bir volkanik yapının üzerinde yer alması. Bilim insanları, göldeki jeotermal aktivitelerin izlenmesi gerektiğini belirterek, bölgenin hem bilimsel hem turistik açıdan öneminin büyük olduğunu ifade ediyor.