İstanbul’da yaşanan zehirlenme faciasında ağır şekilde etkilenen ve daha sonra hayatını kaybeden ailenin anne ve babasının, entübe edilmeden önce verdikleri ifadeler ortaya çıktı.
Anne Çiğdem Böcek ve baba Servet Böcek, yaşadıkları süreci anlatarak olayın nasıl geliştiğini aktardı.
Baba Servet Böcek, 11 Kasım’da ailece Ortaköy’e gezmeye gittiklerini belirterek şunları söyledi:
“Saat 12.00’de otelden çıktık. Ortaköy Camii’nin yanında 40–45 yaşlarında, esmer, sakallı, zayıf yapılı bir seyyar satıcıdan midye aldık ve orada yedik. Ardından kumpircilerin olduğu caddede adını hatırlamadığım bir restoranda kokoreç ve çorba yedim. Eşim ve çocuklarım da farklı yemekler aldı. Otele dönmeden önce bir marketten su, bir dükkândan lokum aldık. Saat 18.45’te odaya girdik.”
Böcek, akşam saatlerinde çocukların mide bulantısı ve kusma şikâyetlerinin başladığını, sabaha kadar sürdüğünü belirtti:
“12 Kasım sabahı Bezmialem Hastanesi’ne gittik. Bana ve eşime serum takıldı, ilaç verilip taburcu edildik. Çocuklar Çapa'ya yönlendirildi, orada da ilaç verilip taburcu edildik. Otele döndükten sonra gece durumları kötüleşti. Eşim çocukları hareketsiz görünce 112’yi aradık.”
Anne Çiğdem Böcek ise Ortaköy’de satın aldıkları yiyecekleri detaylandırarak şunları söyledi:
“Caminin yanında 55–60 yaşlarında, orta boylu, kır saçlı, zayıf yapılı bir satıcıdan midye aldık. Hepimiz yedik. Daha sonra kumpircilerin olduğu caddeye yürüdük. Etrafı yeşil yapraklı dekorlarla çevrili, ahşap oturaklı bir işletmeye girdik. Ben tavuk tantuni, eşim ve oğlum kokoreç, kızım ise sucuk ekmek yedi.”
Böcek, gece saatlerinde kızının durumunun ağırlaştığını vurguladı:
“Akşam Masal’ı hareketsiz buldum ve hemen 112’yi aradım. Kısa süre sonra ben de fenalaştım.”
Ailenin ifadeleri, zehirlenmenin kaynağına ilişkin soruşturmanın seyrinde kritik önem taşıyor. Olayla ilgili adli ve idari incelemeler sürüyor.





