Isparta’da doğada kendiliğinden yetişen ve halk arasında “pirpirim” olarak da bilinen semizotu (Portulaca Oleracea), yaz aylarının en çok tüketilen doğal besinleri arasında yer alıyor. Yoğun vitamin ve mineral içeriğiyle öne çıkan semizotu, yörede sofraların vazgeçilmezi haline gelirken, sağlık açısından da sayısız fayda sunuyor.
Özellikle kimyasal kullanılmadan, tamamen doğal ortamda yetişmesiyle dikkat çeken semizotu; salatası, yemeği, turşusu, cacığı ve çorbasıyla her sofrada yer buluyor. Isparta’nın verimli topraklarında bolca yetişen bu bitki, köy pazarlarında da vatandaşlar tarafından büyük ilgi görüyor.
Uzmanlara göre semizotu, omega-3 yağ asitleri, A, B, C ve E vitaminleri ile demir, kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi birçok faydalı bileşeni içinde barındırıyor. Bu yönüyle kalp sağlığını korumadan göz sağlığına, kan şekerini dengelemeden kemikleri güçlendirmeye kadar birçok alanda vücuda destek oluyor. Aynı zamanda antioksidan etkisi sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor, sindirim sistemini destekliyor ve cilt sağlığını iyileştiriyor.
“Doğa Ana’nın sunduğu en güçlü ilaçlardan biri” olarak nitelendirilen semizotu, Isparta’da geleneksel yöntemlerle toplanıyor ve genellikle koyun yoğurdu, sarımsak ve zeytinyağı ile harmanlanarak lezzetli tariflere dönüştürülüyor. Vatandaşlar, semizotunu sadece bir sebze değil, aynı zamanda doğal bir şifa kaynağı olarak görüyor.
Beslenme uzmanları ise semizotunun aşırı tüketiminin böbrek taşı riskini artırabileceğine dikkat çekerek, dengeli şekilde tüketilmesini öneriyor.
Isparta’da bolca bulunan bu şifa kaynağının değerini bilen vatandaşlar, yaz boyunca semizotunu sofralarından eksik etmiyor. Geleneksel tariflerle harmanlanan semizotu, hem sağlık hem lezzet açısından bölge halkının en çok tercih ettiği sebzeler arasında yer alıyor.