Birleşik Krallık'ta adalet sistemine dair en büyük tartışmalardan biri olan Peter Sullivan davasında çarpıcı bir gelişme yaşandı. 1986 yılında Birkenhead’de 21 yaşındaki Diane Sindall’ın hunharca öldürülmesiyle başlayan süreçte ömür boyu hapis cezası alan Sullivan, tam 38 yıl sonra suçsuzluğunu kanıtladı.
Tarihe Geçen Cinayet
1 Ağustos 1986 gecesi, Diane Sindall çalıştığı Wellington Pub’tan ayrıldıktan sonra minibüsünün benzini bitince, Birkenhead’deki Borough Yolu’nda yürümeye başladı. Saat 00:30 ile 02:00 arasında bir ara sokakta vahşice saldırıya uğradı. Ertesi sabah, yarı çıplak bedeni bir köpek gezdiricisi tarafından bulundu. Yapılan otopsi, kadının ağır şekilde darp edildiğini, kafatasında çatlak ve vücudunda ciddi yaralar olduğunu ortaya koydu. Patolog, yaraların "trafik kazaları dışında gördüğü en kötü şiddet belirtileri" olduğunu ifade etti.
Cinayet, özellikle kadınlar arasında büyük korkuya neden oldu. Kadınlar yalnız yürümekten çekinirken, Merseyside’da ilk “Reclaim the Night” yürüyüşü düzenlendi. Kadınlar, geceleri güvenle dışarı çıkma haklarını savundu.
Şüpheli Olarak Seçilen Peter Sullivan
Polis, olaydan bir gün sonra Sindall’ın kıyafetlerinin yakıldığı bir yangın alanında görülen "Pete" adında bir kişiden şüphelendi. Bu kişinin Peter Sullivan olduğuna dair net bir kanıt yoktu. Tanıklar onu teşhis edemedi. Ancak Crimewatch programındaki yeniden canlandırmalar sonrasında gelen ihbarlar, dikkatleri tekrar Sullivan’a çevirdi.
23 Eylül’de tutuklanan Sullivan, ilk sorgusunda avukatsız bir şekilde suçunu itiraf etti. Aynı gün bu itirafı geri çekti, ardından tekrar itiraf etti. Ancak 25 Eylül’de avukatıyla görüştüğünde, tüm beyanlarının baskı altında ve asılsız olduğunu söyledi.
Mahkemede diş izleriyle ilgili tartışmalı bir adli kanıt ve Sullivan’ın çelişkili ifadeleri sunuldu. 1987’de ömür boyu hapis cezası aldı. Medya, onu "Birkenhead Canavarı" ve "Mersey Katili" olarak damgaladı.
DNA Kanıtı Gerçeği Ortaya Çıkardı
2019’daki temyiz başvurusunun ardından, 2024’te yapılan ileri DNA testlerinde, olay yerinde bulunan semen örmesinin Sullivan’a ait olmadığı ortaya çıktı. Ancak örnek, kime ait olduğu tespit edilemeyen bir başka DNA profiliyle eşleşti.
Psikologlar, Sullivan’ın düşük entelektüel kapasitesi ve telkine açık yapısının, sorgulamalarda yanlış beyan vermesine yol açmış olabileceğini belirtti. Ayrıca, bugün benzer bir durumda sorgulanan kişinin, mutlaka bir avukat ve uygun bir gözlemci eşliğinde dinleneceği vurgulandı.
Katil Hâlâ Serbest
Merseyside Polisi, Şubat ayında soruşturmayı resmen yeniden başlattı. 1986'da şüpheli olarak değerlendirilen kişilere gönüllü DNA örneği vermeleri için mektuplar gönderildi. Ancak cinayeti kimin işlediği hâlâ bilinmiyor.
Borough Yolu’ndaki saldırı noktasına bırakılan taze çiçekler, hem Sindall’ın hatırasını yaşatıyor hem de adalet arayışının sürdüğünü gösteriyor. Kadın olduğu için öldürüldüğü düşünülen Sindall’ın anısı, İngiltere’de kadınların güvenliği ve adalet sistemi üzerine süren tartışmaların merkezinde yer almaya devam ediyor.