Fenerbahçe’de başkanlık koltuğuna oturan Sadettin Saran, yönetimiyle birlikte Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’na Riva’daki Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde nezaket ziyareti gerçekleştirdi. Görüşme, Saran döneminde federasyonla kurumsal temasların ilk yüz yüze durağı olması nedeniyle ayrı önem taşıdı. Protokol geleneğine uygun sıcak bir atmosferde geçen buluşmada taraflar, Türk futbolunun genel gündemini ve kulüp–federasyon iletişiminin çerçevesini görüştü.

Toplantının sembolik anları, mesajın da özeti niteliğindeydi. TFF Başkanı Hacıosmanoğlu, Saran’a A Milli Takım forması takdim ederken; Saran da isim yazılı Fenerbahçe forması ve plaket sundu. Bu karşılıklı jestler, iki kurum arasında iletişim kanallarının açık tutulacağına dair iyi niyet göstergesi olarak yorumlandı. Ziyaretin ardından basın mensuplarına konuşan Fenerbahçeli yöneticiler, kulübün temel beklentisini net şekilde dillendirdi: Şeffaflık ve adalet.

Yönetim kurulu üyesi Ali Gürbüz, “Yeni göreve geldiğimiz için federasyona bir nezaket ziyaretinde bulunduk” diyerek buluşmanın protokol niteliğini vurgularken, görüşmenin içeriğini “sıcak bir ortamda ilerleyen ve spesifik bir dosyadan ziyade ilkesel çerçeveye odaklanan” bir temas olarak tarif etti. Gürbüz’ün altını çizdiği “şeffaflık ve adalet” ifadesi, özellikle hakem atamalarından disiplin sevklerine, VAR uygulamalarından fikstür planlamasına kadar geniş bir yelpazede Fenerbahçe camiasının uzun süredir dile getirdiği beklentileri kapsıyor. Kulübün bu ilkesel çerçeveyi daha sürecin başında federasyon makamına yüz yüze iletmesi, sezon içindeki muhtemel gerilim alanlarını azaltma yönünde bir “erken uyarı” ve kurumsal diyalog daveti niteliği taşıyor.

Yönetim kurulu üyesi Ertan Torunoğulları’nın “Bundan sonra haftada bir gelip, kendileriyle görüşeceğiz. Başkan da ‘Aklınızda bir şey olursa gelin’ dedi” sözleri ise ziyaretin tek seferlik bir protokolün ötesine geçtiğini gösteriyor. Düzenli temas, kulüp–federasyon ilişkilerinde karar süreçlerinin daha açık işlemesi ve olası anlaşmazlıkların kamuoyu önüne taşınmadan çözülmesi açısından kritik. Türk futbolunda son yıllarda sıklaşan “kriz anı” iletişiminin yerine, istikrarlı bir müzakere hattı oluşturma vaadi, tüm paydaşlar için belirsizlikleri azaltabilir.

Riva’daki bu buluşmanın zamanlaması da dikkat çekici. Geçtiğimiz haftalarda farklı kulüp–federasyon görüşmeleri kamuoyuna yansımış, yönetim değişimleri ve takvimdeki yoğunlukla birlikte TFF’nin paydaşlarla temas trafiği artmıştı. Fenerbahçe cephesinin yeni dönemin ilk “kapı çalma” hamlesini bizzat başkan düzeyinde yapması, dosyaların kişiler üstü, ilke temelli ilerletileceği mesajını güçlendiriyor. Ziyaret esnasında verilen milli takım forması ve kulüp forması/plaket değişimi ise yalnızca nezaket jesti değil; milli futbolun ortak payda, kulüp kimliğinin ise meşru talep ve denetim mekanizması olduğuna dair çift yönlü bir hatırlatma olarak okunabilir.

Bu çerçevede Fenerbahçe’nin “şeffaflık ve adalet” beklentisinin kısa vadede en görünür yansımaları hakem atamalarında öngörülebilirlik, VAR incelemelerinde tutarlılık, disiplin kararlarında eşitlikçi yaklaşım ve yayınlanan PFDK–TFFK gerekçelerinde gerekçelendirme kalitesinin artması şeklinde olabilir. Federasyonun son yıllarda geliştirdiği dijital raporlama ve bilgilendirme araçlarının daha aktif ve karşılaştırmalı veriyle beslenmesi, tartışmalı pozisyonlar üzerinden yükselen gerilimi azaltabilir. Düzenli toplantı pratiği de kulüplerin geri bildirimlerinin zamanında kurumsal kayda alınmasına imkan tanıyacaktır.

Elbette tüm bu başlıkların somut karşılığı, sezonun akışında verilecek mikro kararlarda görülecek. Fenerbahçe yönetiminin düzenli periyotlarla Riva’ya gidecek olması, kulübün eleştirilerini ve önerilerini “dosya dosya” iletmeye hazırlandığının göstergesi. TFF cephesinin “kapımız açık” yaklaşımı ise, yönetilebilir bir takvim ve net muhataplık zemini kurulabilirse, polemik yerine süreç odaklı bir kültüre kapı aralayabilir. Kısacası Riva’daki ilk temas, bir nezaket ritüelinden öte, yeni dönemde diyalog kanallarını kurumsallaştırma iradesinin sahneye konduğu bir başlangıç oldu.

Kaynak: Haber Merkezi