ÖZEL HABER MUHABİR LEYLA SERTÇELİK/Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Geçin tarafından, depremde enkazdakilerin yerini tespit edip iletişim kurulmasını sağlayan cihaz geliştirildi.
TÜBİTAK-1001 Ulusal Deprem Araştırma Programları kapsamında geliştirdiği "Akıllı Sensör Teknolojisi Kullanan Deprem İzleme Sistemi" enkaz altındaki kişinin yerini tespit ederek aynı zamanda bu kişiyle iletişim kurulmasını da sağlıyor.
Projeye ilişkin KFK Ajans mikrofonlarına açıklamalarda bulunan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Geçin projenin temelinin deprem esnası ve sonrasını kapsadığını belirterek “Deprem esnasında, her binanın katına yerleştirecek olduğumuz, kendi kimlik bilgilerini içeren cihazlar bütünüyle bir araya geliyor. Her kat, kendi cihazı ile birleştiğinde bina artık bu projeye dahil olmuş oluyor. Bir deprem olması durumunda, en alt kattaki cihaz, en üst kattaki cihaza doğru kendi içlerindeki açısal değerleri hesaplıyor. Ne zaman bu değerler arasında farklılık olursa – ki bu durum binanın yıkıldığı anlamına geliyor – o andan itibaren bina ‘Ben yıkılıyorum’ bilgisini merkeze iletiyor. Binanın çatı katı daha zemine oturmadan, biz binanın yıkıldığı bilgisine ulaşabiliyoruz.” dedi.
“Bu Cihaz ile Yıkım Tespiti 2 Dakikaya İniyor”
Deprem esnasında cihazın, bulunduğu yerde depremden sonra yıkılan binaları 120 saniye içinde merkezi sisteme aktardığını belirten Geçin, “Cihazda bununla birlikte adrese dayalı nüfus bilgilerini de içeren bir raporlama süreci başlıyor. Kaç bina yıkıldı? Bu binalarda ki yetişkin, çocuk ve yaşlı sayılarıyla birlikte, yıkımın meydana geldiği saatlerde göz önüne alınarak, 120 saniyeyi geçmeyecek bir periyot içerisinde nihai sonuç hedeflenmiş oluyor” ifadelerini kullandı.
Büyük depremlerde yıkımın boyutunu anlamanın günler alabildiğine dikkat çeken Dr. Geçin, “Günümüzde insansız hava araçlarıyla yapılan çalışmalar, olumsuz hava koşulları, depremin gece meydana gelmesi, uydudan çekilen fotoğrafların birleştirilerek üç boyutlu hale getirilmesi ve yıkılan binaların analiz edilmesi gibi süreçler, 24 saatin üzerine çıkabilen parametrelerdir. 6 Şubat depremi de bunun en net örneklerinden biridir. Ancak yıkımın çok büyük olduğu noktalarda, biz bu süreyi iki dakikaya kadar indirebiliyoruz” şeklinde konuştu.
Üretilen cihazın enkaz altında 1000 saat bekleyebildiğini vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Geçin şunları kaydetti.
“Cihazlar, eğer bir bina yıkılmadıysa, deprem öncesinde nasıl çalışıyorsa aynı şekilde çalışmaya devam eder. Deprem esnasında bir bina yıkıldıysa, artık ‘Enkaz Modu’ devreye girer ve cihazlarımız kendi bataryalarını kullanmaya başlar. Yıkılan bina içerisinde bulunan bu cihazlarımız, kendi bataryaları ile 1000 saat boyunca enkaz altında çalışmaya devam edebilir. Kurtarma operasyonuna başlanacağı zaman, ‘Hangi bina yıkıldı?’ ve ‘Ne tür bir iş gücü gerekiyor?’ gibi soruların yanıtlandığı süreçte, AFAD yetkililerinin enkaz başına gittiklerinde canlı tespiti yapabilmeleri amacıyla, bu cihazların ilk 72 saat içerisinde etkin şekilde kullanılması hedefleniyor. Tabii bu süreçte, eğer enkaz altında canlı birileri varsa ve ses verebilecek durumdalarsa, Enkaz Haberleşme Cihazı sayesinde bu kişilerin seslerini duyabilme opsiyonumuz da mevcut.”
"Akıllı Sensör Teknolojisi Kullanan Deprem İzleme Sistemi", cihazının ilk kez Samsun Acil Durum Müdürlüğündeki enkaz alanında denendiğini ifade eden Geçin, cihaza ilişkin bekledikleri duyarlılığı yakaladıklarını söyleyerek “İlk Enkaz Haberleşme Cihazımızı üretmiştik. Cihazlarımız iki tipe ayrılıyor: Bina Tipi ve Koordinatör Tipi. Bina Tipi cihaz, katlar arasına yerleştirilir; Koordinatör Tipi cihaz ise çatı katına monte edilir ve binanın yıkılıp yıkılmadığını bildirir. Samsun’da gerçekleştirilen tatbikata, yıkılmış bir bina bulunması nedeniyle Bina Tipi cihazlarımızla katıldık. AFAD ekiplerinin ‘Sesimi duyuyorsan üç kere vur’ gibi komutları, arama kurtarma köpeklerinin ayak sesleri ve havlama sesleri gibi birçok detayı, enkaz altından çok net bir şekilde duyabildik. Sistemimizden beklediğimiz duyarlılığı yakalamış durumdayız” dedi.
“40 Katlı Bir Bina İçin 25 İla 30 Bin Lira Arasında Maliyeti Var”
40 katlı bir bina için 25 ila 30 bin lira arasında maliyeti bulunan cihaza ilişkin duygu ve düşüncelerini paylaşan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Geçin “İnşallah depremler hiç olmaz, ama genç bir coğrafyada yaşıyoruz; dolayısıyla depremlerin olması kaçınılmaz bir gerçek. Gönül ister ki hiçbir bina yıkılmasın ve bu sisteme hiç ihtiyaç duyulmasın. Ancak deprem olması durumunda, bu tür sistemlere ihtiyaç duyulacağı da açık. Bu fikrin çıkış noktası, kendimizi enkaz altında sıkışmış bir vaziyette hayal edip, ‘Acaba sesimizi duyurabiliyor muyuz?’ sorusunun yarattığı psikolojiydi. İşte bu duygu ve düşünceyle yola çıktık ve bugün bu proje hayata geçirildi” şeklinde açıklamalarda bulundu.