Türkiye’nin “Çelik Kubbe”si, son dönemde adından sıkça söz ettiren bir hava savunma sistemi projesidir. Ancak bu sistem, klasik anlamda sabit bir yapıyı değil; katmanlı, entegre ve dinamik bir hava savunma şemsiyesini ifade eder.
Çelik Kubbe nedir?
Türkiye’nin geliştirdiği bu “Çelik Kubbe”, radarlar ve katmanlı füze sistemlerinden oluşan bir hava savunma kalkanıdır. Yaklaşık 600 kilometrelik bir menzilde havadaki tehditleri tespit eder, dost-düşman ayrımı yapar ve ardından farklı irtifalarda çeşitli savunma sistemleri ile tehditleri imha eder. Bu sistem:
· Radarlarla 600 km mesafeden tehditleri algılar,
· Siper füzeleri ile 150 km menzilde müdahale eder,
· Hisar-O ve Hisar-A gibi orta ve alçak irtifa sistemleri ile katmanlı savunma sağlar,
· Son savunma hattı olarak Korkut ve Gürz gibi dakikada binlerce mermi atan sistemlerle tehdide karşı koyar.
Savunmanın önemi ve modern savaş anlayışı
Amiral Cihat Yaycı’ya göre, modern savaşlarda hava savunması kritik öneme sahiptir. “Savaşlar artık göğüs göğüse değil, uzaktan yönlendirilen füze ve SİHA gibi sistemlerle yapılıyor. Hava savunması uçaklarla değil, önce havayı tespit edip engelleyen sistemlerle yapılmalı” diyor. S-400 gibi sistemler bile uçaktan daha önemlidir, çünkü savunma hava sistemleri ile sağlanır.
Çelik Kubbe’nin kapsamı ve etkisi
Türkiye’nin “Çelik Kubbe”si İsrail’in “Demir Kubbe”sinin Türk versiyonu olarak görülse de, daha geniş bir alanı kapsar. Radarlar İran’dan başlayarak İsrail’e, Suriye, Irak ve Karadeniz hattına kadar geniş bir coğrafyayı gözetler. Türkiye’nin tümünü koruyacak bu entegre ağ için yaklaşık 14 ayrı sistem gereklidir.
Savunma bütçesi ve uluslararası boyut
Yaycı, sistemin sürdürülebilirliği için savunma bütçesinin artırılması gerektiğini, NATO’nun yüzde 5 savunma bütçesi hedefinin Türkiye için de olumlu olduğunu söylüyor. Ayrıca Türkiye, ithalatı azaltıp savunma sanayi ihracatını artırıyor; 193 BM üyesi ülkeden 187’sine savunma ürünü satıyor. Ancak öncelik kendi ihtiyacını karşılamak.
Denizlerde de hava savunması şart
Hava savunması sadece kara değil, denizlerde de önemli. Yaycı, bunun için “hava savunma muhribi” inşasının şart olduğunu belirtiyor. Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Adalar Denizi çevresinde hareketli savunma sistemleriyle “mavi vatan” ve ana karanın koruma altına alınması hedefleniyor. İstanbul Muhribi bu stratejinin ilk adımı.
Mesaj ve tehdit algısı
Çelik Kubbe, sadece bir savunma sistemi değil, aynı zamanda Türk milletine yönelik “Güvenliğiniz bizim önceliğimiz” mesajıdır. Yaycı, sistemin saldırı amaçlı olmadığını, aksine kimsenin toprağında gözü olmayan Türkiye’nin, topraklarına göz dikenlere karşı kararlı olduğunu vurguluyor. İsrail medyasının rahatsızlığı ise Türkiye’nin savunma kapasitesinin ne kadar güçlü olduğunun göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Özetle:
Türkiye’nin “Çelik Kubbe”si, modern tehditlere karşı katmanlı ve entegre çalışan yerli bir hava savunma sistemi. 600 km’yi aşan radar menzili ve çok katmanlı füze savunmasıyla hem kara hem deniz alanlarında ülkenin güvenliğini sağlıyor. Sistem, Türkiye’nin savunma doktrininde uçaktan daha kritik bir konumda ve geleceğin savaşlarına yönelik zorunlu bir yatırım olarak görülüyor. Savunma bütçesi ve yerli üretimle sürdürülebilirliği planlanırken, bu sistem hem ülkeye hem millete güçlü bir güvenlik şemsiyesi sunuyor.