2024/2025 eğitim-öğretim yılı itibarıyla YÖK verilerine göre Türkiye’de 208 yükseköğretim kurumu bulunuyor. Bu kurumlarda 6 milyon 835 bin 115 öğrenci öğrenim görürken, 185 bin 169 öğretim elemanı görev yapıyor. Ancak üniversitelerde yaşanan yapısal sorunlar, eğitimin niteliğini ve bilimsel üretimi tehdit eder boyuta ulaştı.

Yükseköğretimde Kriz Derinleşiyor
AKP iktidarıyla birlikte üniversiteler piyasa dinamiklerine teslim edilirken, bilim ve eğitim metalaştırıldı. Akademik liyakat yerini sadakate bırakırken, üniversite yönetimleri otoriterleşti. Akademik özgürlükler ciddi şekilde tahrip edildi.

YÖK Engeli: Özgürlük Yerine Denetim
12 Eylül darbesiyle kurulan YÖK, 44 yıl sonra hâlâ üniversitelerin özerkleşmesinin önünde en büyük engel olarak duruyor. Avrupa Üniversiteler Birliği verilerine göre Türkiye, örgütsel özerklikte 35 ülke arasında son sırada yer alıyor. Akademik ve mali özerklik alanlarında da alt sıralarda bulunan Türkiye’de rektör atamaları Cumhurbaşkanı tarafından yapılmaya devam ediyor. Anayasa Mahkemesi’nin 2024’te aldığı iptal kararına rağmen, son bir yılda 56 üniversiteye doğrudan rektör atandı.

Üniversiteler Ticarileşti, Niteliği Kaybetti
129 devlet üniversitesine karşılık, büyük çoğunluğu İstanbul ve Ankara’da olmak üzere 79 vakıf üniversitesi faaliyet gösteriyor. Kampüsü bile olmayan, apartman üniversiteleri, AR-GE yerine reklam yatırımı yaparak yükseköğretimi itibarsızlaştırıyor.

Akademik Kadrolar Liyakatsiz, Atamalar Keyfi
Araştırma görevlisi sayısı 2022’de 52.497 iken, 2025’te 39.147’ye düştü. Kadrolar eşe, dosta ve yandaşlara dağıtılıyor; kişiye özel ilanlarla liyakatlı akademisyenler sistem dışına itiliyor. Doktor öğretim üyeleri için sözleşme yenileme kriterleri keyfi şekilde değiştiriliyor.

Bütçe Sorunu Büyüyor
2025 yılında devlet üniverselerine ayrılan toplam bütçe 487 milyar TL iken, yalnızca Diyanet İşleri Başkanlığı’na 130.1 milyar TL ayrıldı. Bu durum üniversitelerde altyapı, teknik donanım ve bilimsel üretimi ciddi şekilde zayıflatıyor. Uluslararası kongre katılımı düşerken, AR-GE yatırımları durma noktasına geldi.

Uluslararası Sıralamalarda Türkiye Geriliyor
URAP 2023-2024 raporuna göre Türkiye’den ilk 500’e giren üniversite bulunmazken, ilk 1000’de yer alan üniversite sayısı 2016’da 18 iken 2023’te 9’a düştü. Türkiye, bilimsel yayın kalitesinde Ortadoğu ülkelerinin bile gerisine düştü.

Köklü Üniversiteler Hedefte
Boğaziçi Üniversitesi, ODTÜ ve Ankara Üniversitesi gibi Cumhuriyetin köklü kurumlarına yönelik baskılar dikkat çekiyor. Akademik gelenek, özgür düşünce ve kurumsal özerklik yok sayılıyor. Üniversite kampüslerinde demokratik haklarını kullanan öğrenciler disiplin cezalarıyla, soruşturmalarla ve tutuklamalarla karşı karşıya kalıyor.

Sonuç: Üniversiteler Alarm Veriyor
23 yıllık politikaların ardından Türkiye’deki üniversiteler bilim üretme misyonundan uzaklaştırıldı. Akademik ve mali özerklikten yoksun kurumlar, liyakatsiz atamalarla niteliksizleşti. Mevcut uygulamalar sürerse, Türkiye üniversitelerinin uluslararası geçerliliği büyük darbe alabilir. Avrupa ülkeleri, Türkiye'den alınan diplomaları tanımama noktasına gelebilir.

Kaynak: Haber Merkezi