Dijital yayıncılık sektöründe rekabet yeniden kızıştı. YouTube TV ile Disney arasında süregelen içerik anlaşmazlığı, milyonlarca aboneyi doğrudan etkileyebilecek büyük bir krize dönüştü. Taraflar 30 Ekim gece yarısına kadar uzlaşmaya varamazsa, platformdan birçok popüler kanalın kaldırılması gündemde.
Sözleşme sona eriyor
İki dev şirket arasındaki mevcut yayın anlaşmasının süresi 30 Ekim’de doluyor. Görüşmelerde ilerleme sağlanamazsa, ESPN, ABC, FX, National Geographic, Disney Channel ve Freeform gibi sevilen kanallar YouTube TV ekranlarından çekilecek. Bu durum, özellikle spor ve eğlence içeriklerini takip eden kullanıcılar için ciddi bir erişim kaybı anlamına geliyor.
Taraflar birbirini suçluyor
Krizin temelinde içerik lisans ücretleri konusundaki fikir ayrılığı bulunuyor. Disney, YouTube TV’nin içerik bedellerinde “piyasa değerinin altında ödeme yapmak istediğini” savunurken, YouTube ise Disney’in “aşırı yüksek ücret taleplerinin abonelik fiyatlarını daha da artıracağını” öne sürüyor.
Abonelik fiyatları tırmanıyor
2017’de 35 dolar olan YouTube TV aboneliği, bugün 83 dolara yükselmiş durumda. Şirket, olası kanal kayıplarına karşı kullanıcı tepkisini azaltmak amacıyla 20 dolarlık geçici bir kredi uygulayacağını açıkladı. Ancak sektör uzmanları, bu adımın abone memnuniyetini korumak için yeterli olmayabileceğini belirtiyor.
Yayın dünyasında kronikleşen gerilim
YouTube TV daha önce Paramount, NBCUniversal ve Fox gibi dev medya gruplarıyla da benzer sorunlar yaşamıştı. Çoğu anlaşmazlık son anda çözüme kavuşsa da, bazı kanalların platformdan kalıcı olarak ayrıldığı örnekler de mevcut.
Sektörde “maliyet krizi” derinleşiyor
Uzmanlara göre, YouTube TV–Disney çekişmesi yalnızca iki şirket arasındaki bir pazarlık değil; dijital yayıncılık sektöründeki artan lisans bedelleri ve yükselen abonelik fiyatlarının yansıması. Bu durum, hem platformların sürdürülebilirliğini hem de kullanıcıların uygun fiyatlı içeriklere erişimini tehdit ediyor.
Sektör analistleri, önümüzdeki dönemde benzer anlaşmazlıkların daha sık yaşanabileceği ve “maliyet krizi”nin dijital yayıncılığın en büyük sınavı haline gelebileceği görüşünde.





