1995 yılının Eylül ayında İstanbul Kumkapı’da yaşanan olay, uzun süre Türkiye gündeminden düşmedi. Olayın merkezinde yer alan isim, turizm sektöründe çalışan genç bir kadın olan Zeynep Uludağ oldu. Akşam saatlerinde annesi ve kız kardeşiyle birlikte bir restoranda yemek yiyen Uludağ, yaşanan bir taciz sonrası başlayan kavga sonucunda işlenen cinayetle adını ülke çapında duyurdu.

Olay Gecesi

İddialara göre, Zeynep Uludağ’ın annesi Ersin Sakartay restoranda bir kişinin sözlü tacizine uğradı. Bu durum kısa sürede tartışmaya, ardından da kavgaya dönüştü. Yaşanan arbede sırasında Uludağ, mutfaktan aldığı meyve bıçağıyla İsmail Kızılkaya’yı bıçakladı. Kızılkaya olay yerinde hayatını kaybederken, Uludağ polis tarafından gözaltına alındı ve mahkemeye çıkarıldı.

Dava Süreci ve Kamuoyundaki Yankılar

Mahkeme sürecinde, Uludağ’ın cinayeti “ağır tahrik altında” işlediği öne sürüldü. Olay kısa sürede basının gündemine oturdu; feminist çevreler, magazin basını ve geniş bir kamuoyu davayı yakından takip etti. Bu süreçte Uludağ, yalnızca adli yönüyle değil, medyada yer alış biçimiyle de tartışma konusu oldu.

Zeynep Uludağ’ın Sonraki Yaşamı

Mahkemenin kararıyla hapis cezasına çarptırılan Uludağ, cezasını tamamladıktan sonra tahliye edildi. Cezaevi sonrası dönemde zaman zaman televizyon programlarında, şov dünyasında ve bazı sahne çalışmalarında yer aldı. Ancak bu görünürlük kalıcı olmadı; bir süre sonra kamuoyundaki etkisi azaldı ve adını medyada duyurmaz oldu.

Kaynak: Haber Merkezi