Karar, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Belediyeler, bu bedeli kanalizasyon ve içme suyu yatırımları için tahsil ediyor, son dönemde ise tüm yapı ruhsatlarında talep etmeye başlamıştı.
AYM, yaptığı incelemede, söz konusu bedelin nasıl hesaplanacağının kanunda net olarak belirtilmediğini vurgulayarak, uygulamanın mülkiyet hakkını kısıtladığına hükmetti. Yüksek Mahkeme’nin gerekçesinde, idareye sınırları ve kapsamı belirlenmemiş yetki tanınmasının Anayasa’ya aykırı olduğu belirtildi.
İptal edilen madde, İmar Kanunu’nun 23. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alıyordu. Söz konusu düzenleme, parselasyon planları tasdik edilmiş ancak teknik altyapısı tamamlanmamış alanlarda, ilgili idarenin izniyle yapı ruhsatı verilmesini öngörüyordu.
Kararda, “Ödenmesi öngörülen teknik altyapı bedelinin hesaplanmasına ilişkin olarak herhangi bir ölçüt belirlenmeksizin yürütme organına yetki tanınması, mülkiyet hakkının kanunla sınırlanması ilkesine aykırıdır” ifadelerine yer verildi.
AYM ayrıca, Anayasa’nın ilgili hükümleri uyarınca mülkiyet hakkına yönelik sınırlamaların ancak kanunla yapılabileceğine ve bu kanunun temel esasları ve ilkeleri belirlemiş olması gerektiğine dikkat çekti.
Karar oybirliğiyle alındı ve 9 ay sonra yürürlüğe girecek.
Belediyeler, bugüne kadar alt yapısı bulunan bölgelerde de bu bedeli uygulamış, Danıştay ise belediyeleri, mevcut teknik ve sosyal altyapısı bulunan alanlarda altyapı katılım bedeli alınamayacağı konusunda uyarmıştı.