Diş eti hastalıkları (gingivitis ve periodontitis) dünyada milyarlarca insanı etkiliyor; erken tanı ve doğru bakım ile tamamen önlenebilir ya da kontrol altına alınabilir. Peki diş etinizin sorunlu olduğunu nasıl anlarsınız, hangi tedaviler bilimsel olarak etkili ve “bitkisel” çözümler gerçekten işe yarıyor mu?

Diş eti sorunu nedir?

Diş eti hastalıkları; dişleri saran ve destekleyen dokuların iltihabı/enfeksiyonudur. En hafif formu gingivitis (kızarık, ödemli, kolay kanayan diş etleri) iken, ilerlemiş formu periodontitis’te diş eti çekilir, kemik kaybı başlar, dişler sallanabilir ve hatta kaybedilebilir.

Küresel ölçekte yük büyüktür: şiddetli periodontitis yaklaşık 1 milyar kişiyi etkiler; ağız hastalıkları toplamda 3.5 milyar insanı ilgilendirir.

“Diş etimin sorunlu olduğunu nasıl anlarım?”

Aşağıdaki uyarı işaretlerinden biri bile varsa diş hekimine başvurun:

  • Fırçalarken/ıslıkla dururken kanayan diş etleri
  • Kızarık, şiş, hassas diş etleri; ağız kokusu
  • Diş eti çekilmesi, dişlerle diş etleri arasında aralıklar
  • Çiğnemede ağrı, dişlerde sallanma ya da kapanışta değişim

Bu bulgular erken dönemde geri döndürülebilir (gingivitis) olsa da ilerlerse kalıcı doku kaybı görülebilir.

Risk faktörleri: yetersiz ağız hijyeni, tütün kullanımı, diyabet, stres, hormonal değişimler (gebelik dâhil), bazı ilaçların yol açtığı ağız kuruluğu, yaş, genetik yatkınlık. Tütün, hastalığın ilerlemesini ve diş kaybını belirgin artırır.

“Diş eti sorunu nasıl çözülür?”

Avrupa Periodontoloji Federasyonu’nun (EFP) S3 düzeyi kanıta dayalı kılavuzu, tedaviyi adım adım tanımlar:

1) Davranış ve plak kontrolü (Herkes için temel adım)

Doğru fırçalama (günde 2 kez), ara yüz temizliği (ip/ara fırça), florürlü macun, beslenme ve sigarayı bırakma danışmanlığı.

Gerekirse reçeteli antiseptik ağız gargaraları kısa süreli destek olarak verilebilir.

2) Profesyonel temizlik – “Detertraj” ve Kök Yüzeyi Düzleştirme (SRP)

Diş taşı ve bakteriyel biyofilmin diş eti üstü ve altından uzaklaştırılması. Gingivitis ve evre I–II periodontitis’te birincil tedavidir.

3) Yeniden değerlendirme

4–12 hafta sonra cep derinliği ve kanama kontrol edilir; düzelmeyen bölgeler için ek girişimler planlanır.

4) İleri tedaviler (Evre III–IV olgular)

Lazer cerrahisi dahil cerrahi flep operasyonları, rejeneratif/rezektif işlemler, bazen yönlendirilmiş doku/kök yüzeyi uygulamaları ve protez-ortodontik destekli çok disiplinli yaklaşımlar.

5) Yaşam boyu idame (Periodontal bakım)

  • 3–6 ayda bir kişiye özel aralıklarla profesyonel bakım + ev bakımının sürdürülmesi, tedavi başarısı için kritik önemdedir.
  • Evde bakımda altın standartlar
  • Fırçalama + ara yüz temizliği: Hastalığın en erken döneminde bile en güçlü araç budur.
  • Florür içeren diş macunu ve plak kontrolü eğitimi.
  • Tütün bırakma, iyi beslenme, sistemik hastalıkların (ör. diyabet) kontrolü.

Bu önlemler, CDC ve NIDCR gibi kurumlarca “önlenebilir ve tedavi edilebilir” mesajının temelini oluşturur.

“Bitkisel çözümü var mı?”

Bazı çalışmalar, bitkisel içerikli gargaraların (ör. aloe vera, yeşil çay, bazı bitki ekstraktları) kısa vadede plak ve gingivitisi azaltmada etkili olabileceğini bildirir; bazı karşılaştırmalarda klorheksidin ile benzer kısa dönem sonuçlar bildirilmiştir. Ancak ürünler, içerik ve kalite açısından çok heterojendir; uzun dönem kalıcı fayda için kanıt sınırlıdır.

Sistematik derlemeler, klorheksidinin (reçeteli antiseptik) hafif gingival inflamasyonu azaltmada “yüksek kesinlikli kanıt” sunduğunu; bitkisel ürünlerin ise ek/alternatif olabileceğini, ancak profesyonel tedavinin yerini alamayacağını vurgular.

Ne zaman hekime gitmeli?

  • 1 haftadan uzun süren kanama/şişlik
  • Diş eti çekilmesi, dişlerde sallanma
  • Süregelen ağız kokusu
  • Gebelik planı/gebelik, diyabet, kalp-damar hastalıkları gibi durumlarda düzenli periodontal kontrol
  • Erken başvuru, diş kaybını ve ileri tedavi gereksinimini azaltır.

Diş eti hastalıkları önlenebilir ve yönetilebilir durumlar. Bilimsel kılavuzların önerdiği yol; doğru ev bakımı, profesyonel temizlik ve gerekirse aşamalı ileri tedavilerdir. “Bitkisel” ürünler destek sağlayabilir; ancak tek başına tedavi değildir. Düzenli kontrol ve kişiye özel hekim planı, sağlıklı bir gülüşün en güvenilir yoludur.

Kaynak: Haber Merkezi