ALS-MNH Derneği Antalya Şubesi Başkanı ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Hilmi Uysal, Motor Nöron Hastalığı’na (MNH) dikkat çekerek, her yıl Antalya’da yaklaşık 40 yeni vakanın ortaya çıktığını belirtti. Uysal, bu hastalığın ilerleyici ve ölümcül seyrine dikkat çekerek, erken tanı ve destek sürecinin önemine vurgu yaptı.
Motor Nöron Hastalığı, halk arasında daha çok ALS olarak biliniyor. Bu hastalık, kas hareketlerini kontrol eden sinir hücrelerinin hasar görmesi sonucu ortaya çıkıyor. Uzmanlara göre, en yaygın belirtiler kas güçsüzlüğü, konuşma bozuklukları ve yutma zorlukları olarak öne çıkıyor. Hastalık ilerledikçe bireyin günlük yaşam aktivitelerini bağımsız sürdürebilmesi güçleşiyor ve yaşam kalitesi ciddi oranda düşüyor.
"Kas gücümüzü oluşturan hücreler etkileniyor"
Hastalığın genellikle 50’li ve 60’lı yaşlardan sonra ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Hilmi Uysal, şu ifadeleri kullandı:
“Motor Nöron Hastalığı nörodejeneratif bir hastalıktır. Alzheimer bellek hücrelerini, Parkinson ise hareket kontrolünü etkilerken, motor nöron hastalığı kas gücümüzü oluşturan hücreleri etkiler. Bu hastalık ilerleyicidir ve durdurulamaz. Genellikle orta yaş ve sonrasında görülür.”
Antalya'da her yıl 40 kişi bu hastalığa yakalanıyor
Türkiye genelinde ve Antalya özelinde hastalığın görülme sıklığını paylaşan Uysal, “Her 100 bin kişiden 2’si Motor Nöron Hastası oluyor. Antalya’nın nüfusu yaklaşık 2 milyon olduğuna göre, her yıl 40 yeni hasta ekleniyor,” dedi.
"ALS hastaları ortalama 4-5 yıl içerisinde hayatını kaybediyor"
ALS hastalığının toplumda görülme sıklığının (prevalans) 100 binde 4 ila 6 arasında olduğunu belirten Uysal, bu oranların hastalığın ölüm oranının (mortalite) yüksekliğini gösterdiğini söyledi. Uysal, “ALS hastaları, tanı aldıktan sonra ortalama 4 ila 5 yıl içerisinde hayatını kaybediyor. Alzheimer ve Parkinson hastalarında bu süre çok daha uzun olabiliyor,” ifadelerini kullandı.
Uysal, Motor Nöron Hastalarının bilişsel yeteneklerinin genellikle korunabildiğini ancak motor fonksiyonlarının ciddi şekilde kaybolduğunu vurgulayarak, hasta ve hasta yakınlarının bu süreçte psikolojik destek almalarının büyük önem taşıdığını da sözlerine ekledi.