Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye'nin ekonomik reformlarına olumlu baksa da, asgari ücret konusunda farklı bir yaklaşım benimsemesini öneriyor. IMF Avrupa Departmanı Direktörü Alfred Kammer, Türkiye'de asgari ücretin yıllık enflasyon beklentisine göre belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Kammer, bu sayede enflasyonun daha da yükselmesini önleyebileceğimizi belirtti.

Türkiye'de ise çalışan kesim, asgari ücretin mevcut yüksek enflasyon oranına göre belirlenmesini talep ediyor. Geçen yıl yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle alım gücü önemli ölçüde azalan çalışanlar, bu kaybın bir nebze olsun telafi edilmesini istiyor.

Milli Piyango 2025 Büyük İkramiyesi ve Bilet Fiyatları Belli Oldu! Milli Piyango 2025 Büyük İkramiyesi ve Bilet Fiyatları Belli Oldu!

IMF, Türkiye'deki ekonomik istikrarın sağlanması için para politikasının sıkı tutulması gerektiğini vurguluyor. Kammer, enflasyonla mücadelenin henüz tamamlanmadığını ve bu nedenle para politikasında gevşemeye gidilmemesi gerektiğini söyledi. Aynı zamanda, mali disiplinin korunmasının da enflasyonla mücadelede önemli bir rol oynayacağını belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2025 yılı için enflasyon beklentisini yüzde 17,5 olarak açıklamıştı. Ancak çalışan sendikaları, bu oranın gerçekçi olmadığını ve asgari ücretin en az yüzde 30 oranında artırılması gerektiğini savunuyor.

Peki, bu durumun Türkiye ekonomisi için sonuçları ne olacak? Asgari ücretin belirlenmesinde yaşanan bu tartışma, hem işverenler hem de çalışanlar için önemli sonuçlar doğuracak. Yüksek bir asgari ücret artışı, işletmelerin maliyetlerini artırarak üretimi ve istihdamı olumsuz etkileyebilir. Öte yandan, düşük bir asgari ücret artışı ise çalışanların alım gücünü zayıflatarak iç talebi düşürebilir.

Türkiye, ekonomik istikrarı sağlarken aynı zamanda sosyal adaleti de gözetmek zorunda. Bu nedenle, asgari ücretin belirlenmesinde hem ekonomik gerçekler hem de çalışanların hakları göz önünde bulundurulmalıdır.

Kaynak: KFK Ajans