1904 yılında Bakü’de Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne bağlı İranlılar tarafından kurulan “İçtimayun-Amiyun” hücresi, Tebriz, Tahran, İsfahan ve Meşhed’e dönerek Kaçar Hanedanlığı’na karşı muhalefeti örgütledi. Aynı yıllarda “Hümmet” Sosyalist Müslüman Partisi de İran ve Azerbaycanlı Türkleri bir araya getirerek bölgedeki sosyalist faaliyetleri yönlendirdi.
Gilan Sovyet Cumhuriyeti
İran’ın güneyinde, İngiliz nüfuz alanındaki Gilan bölgesinde 1916’dan itibaren etkili olan Cengeli Hareketi, başlangıçta milliyetçi ve anti-emperyalist bir yapıdaydı. 1920’de Kızıl Ordu’nun Gilan’a girmesiyle Mirza Koçak Han liderliğinde Gilan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kuruldu. Ancak 1921’de Sovyetler’in desteğini çekmesiyle cumhuriyet 16 ay sürebildi ve Mirza Koçak Han öldürüldü.
Güney Azerbaycan’da Komünist Propaganda ve Azerbaycan Halk Hükümeti
1941’de Sovyetler’in İran’a girmesiyle Güney Azerbaycan’da komünist propaganda başladı. Azerbaycan’dan gönderilen heyetler, gazete, okul ve kültür merkezleri aracılığıyla sosyalist ideolojiyi yaymaya çalıştı. Dönemin Azerbaycan Komünist Parti yetkilisi Mircefer Bağırov’un direktifleriyle yerel halkla etnik ve dil birliği sağlandı.
1945’te Seyit Cafer Pişeveri liderliğinde kurulan Azerbaycan Demokratik Fırkası (ADF), özerklik ve Türkçe eğitim taleplerini açıkladı. 12 Aralık 1945’te Azerbaycan Millî Hükümeti ilan edildi, yerel silahlı güçler kısa sürede bölgede kontrolü sağladı ve kapsamlı reformlar yapıldı.
Ancak Sovyet birliklerinin çekilmesinin ardından İran ordusu bölgede kapsamlı bir operasyon başlattı. 14 Temmuz 1946’da Tebriz düşerken, 20 bin kişinin öldüğü tahmin edilen toplu katliam gerçekleşti. Pişeveri ve bazı yöneticiler Azerbaycan’a kaçtı, Pişeveri’nin 1947’deki ölümünde Sovyetlerin parmağı olduğuna dair iddialar gündeme geldi.
Tarihçiler, Azerbaycan Halk Hükümeti ve Gilan Sovyet Cumhuriyeti girişimlerini, Sovyet destekli olsa da İran’daki Azerbaycan Türkleri ve Kürtler için önemli bir kültürel ve siyasi deneyim olarak değerlendiriyor.