Isparta Belediyesi tarafından yeniden düzenlenerek kente kazandırılan Kirazlıdere, ismini yüzyıllar boyunca şehrin en önemli geleneklerinden biri olan “Kiraz Bayramı”ndan alıyor. Bugün birçok kişi tarafından yalnızca mesire alanı olarak bilinen Kirazlıdere, yakın geçmişte Isparta’nın en büyük şenliklerinin düzenlendiği, Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçi çeken kirazlıkların bulunduğu bölgeydi.
Tarihi kaynaklara göre Kirazlıdere; Dere Mahallesi’nin üst kısmından, Zambaklı Mesireliği’nden başlayarak Keçeci Mahallesi ve Gökçay hattına kadar uzanan geniş bir çukur yatakta yer alıyordu. Bu bölge, 100 yıl öncesine kadar devasa kiraz ağaçlarıyla kaplıydı.

Isparta’nın meşhur kirazları burada yetişiyor, kirazlar kızardığında Denizli, Aydın, İzmir, Antalya ve Bursa gibi illerden binlerce kişi kente akın ediyordu.
Isparta’nın En Büyük Bayramıydı
O dönemin en bilinen etkinliklerinden biri olan Kiraz Bayramı, reklam ya da modern tanıtım araçları olmamasına rağmen geniş bir coğrafyada tanınmıştı. Kirazlar hevenk denilen diziler halinde seriliyor, büyük sofralarda misafirlere ikram ediliyordu.
Kirazlıdere’nin adını aldığı dere yatağı, yağmur sularının aktığı eğimli bir arazi olduğu için zamanla “Kirazlı Dere” olarak anılmaya başlandı.
Bölgenin benzersiz kiraz aromasının bir sebebi de Isparta’nın yerel bitkisi olan “Dadıramba” otu olarak biliniyor. Şenlik günlerinde kiraz sepetlerinin altına konulan bu bitki, meyveye kendine özgü bir koku ve tat katıyordu.
Rum ve Türk ailelerin birlikte kiraz topladığı, misafirlerin at arabalarıyla kirazlıkları dolaştığı bu dönem, Isparta’nın toplumsal yaşamında barış ve dayanışmanın sembolü olarak kabul ediliyor.
Kiraz Bayramı, yalnızca bir hasat etkinliği değil, kültürel bir şölen niteliğindeydi. Ispartalı şair N. Akleman’ın 1947 tarihli “Kiraz Bayramı” şiiri, dönemin atmosferini bugüne taşıyan önemli eserlerden biri olarak kabul ediliyor.
“Kiraz bayramı çok parlak olur, bağlarda şenlikler…
Kirazlar zümrüdin dallarda birer lâl-i dirahşandır…”
Bugün Kirazlıdere, tarihi dokusunu büyük ölçüde kaybetmiş olsa da ismi bu zengin geleneğin hatırasını yaşatıyor. Uzmanlar, bölgenin geçmişinin özellikle genç kuşaklara anlatılmasının, Isparta’nın kültürel kimliğinin korunması açısından önemli olduğunu belirtiyor.

Kaynak: Haber Merkezi