Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Antalya’nın Manavgat ilçesinde yaşanan bir hırsızlık olayında, alarm sisteminin arızalanması nedeniyle suçu önleyemeyen güvenlik şirketini sorumlu tuttu. Karar, sistem arızasının zamanında giderilmemesinin “ayıplı hizmet” kapsamında değerlendirilebileceğine dikkat çekti.
Manavgat’ta bir vatandaş, 23 Kasım 2018 tarihinde evine alarm sistemi kurdurdu. Ancak dört gün sonra sistem bozuldu ve kurulum yapan şirkete defalarca bildirim yapılmasına rağmen arıza giderilmedi. 17 Nisan 2020'de evine giren hırsızlar, yaklaşık 10 bin lira nakdi para ve 500 gram altını çaldı. Güvenlik sistemi devreye girmeyince hırsızlık engellenemedi.
Mağdur kişi, Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde davayı açarak şirketin “ayıplı hizmet” sunduğunu ve tazminat ödemesi gerektiğini ileri sürdü. Şirket ise sorumluluğu reddederek, olayda kendi kusuru olmadığını ve müşterinin ihmali bulunduğunu savundu. Ayrıca, sözleşmenin sigorta niteliği taşımadığı ve garanti kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti.
İlk derece mahkemesi, alarm sisteminin çalışmaması ile hırsızlık arasında illiyet bağı kurulamayacağını, davacının altınları evde bırakma kararının kendi iradesiyle olduğunu ve iddia edilen zararın yeterince delillendirilmediğini öne sürerek davayı reddetti. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi de bilirkişi raporuna rağmen bu kararı onadı.
Temyiz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, davacının arızayı bildirip sorunun zamanında giderilmediğini, sistem çalışmadığı için olay anında devreye girip uyarı vermediğini tespit etti. Yargıtay, hırsızlık ile güvenlik sisteminin çalışmaması arasında nedensellik bağı bulunduğunu; bu nedenle güvenlik şirketinin sorumlu tutulması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararını bozdu.
Yargıtay’ın gerekçeli kararında, eksik inceleme ve yanlış tespit nedeniyle davanın reddedilmesinin hatalı olduğu vurgulanırken; sistem arızasına rağmen şirketin müdahale etmemesinin, hizmetin ayıplı olduğuna işaret ettiği ifade edildi.
Bu karar, güvenlik sistemlerinin kurulum ve bakım sorumluluğu hususunda emsal nitelikte değerlendiriliyor. Özellikle sözleşme kapsamında teknik sorunların zamanında giderilmemesi hâlinde şirketlerin hukuki sorumluluğunu gündeme getiriyor.